6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Konsolide metin

(2) Bu Kanunda belirlenmiş olan disiplinsizliklere nitelik ve ağırlıkları itibarıyla benzer eylemlerde bulunanlara, eylemleri adli veya askeri suç teşkil etse dahi aynı neviden disiplin cezaları verilebilir. (6) Disiplin soruşturmacıları ve heyeti, kendilerini görevlendiren disiplin amiri adına; disiplin soruşturmasıyla ilgili bilgi ve belgeleri toplama, savunma alma, tanık dinleme, bilirkişi görevlendirme, keşif yapma, hâkim veya savcı kararı gerektirmeyen durumlarda kriminal inceleme yaptırma da dâhil olmak üzere her türlü inceleme yapma ve ilgili makamlarla yazışma yetkisini haizdir. İlk milletvekili genel seçimi sonunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, yeni Bakanlar Kurulu kuruluncaya kadar, iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi devam eder. Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında Cumhurbaşkanına istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir. Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir. Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar, Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar. Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır. Silahlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlenmesi usulleri Millî Savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir.

Örneğin, bir memurun aldığı kınama cezası, memurun görev şartlarını etkiler ancak, onun toplumda da kınanan kişi olması sonucunu doğurmaz. Bu cezaların bir özelliği de; tüm idari cezalara karşı yargı yolu açık olmasına rağmen, disiplin cezası olan uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olmasıdır. Kişi hak ve hürriyetlerini koruyan Yüksek Mahkeme, hukukun evrensel ilke ve esaslarına aykırı olan kanunlar ile hakları ihlal edildiğini iddia eden bireylerin başvurularını incelemektedir. 1961 Anayasası ile kurulan Yüksek Mahkeme, bugüne kadar kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasında en etkin yargı mercii olma özelliğini taşımaktadır. Yüksek Mahkemenin bazı kararları sert şekilde eleştirilmiş, kararlarının siyasi içerikli olduğu, yürütme ve yasama organlarına müdahale içerdiği de söylenmiştir. Somut olayın koşullarını detaylı şekilde değerlendiren ve istisnai nitelik taşıyan bu kararın dikkatli değerlendirilmesi isabetli olacaktır.

(1) Disiplin amirleri tarafından, disiplinsizliğin kendileri tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay ve her hâlde disiplin cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemez. Fiil, inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmiş ise, bir ay içerisinde inceleme ve araştırmaya başlanmış olmak ve altı ayı geçmemek kaydıyla, inceleme ve araştırma için geçen süre bir aylık süreye dâhil edilmez. (3) Dosyanın disiplin kurulunda görüşülmesine teşkilatında disiplin kurulu kurulan komutan veya askeri kurum amirinin onayıyla karar verilmesi hâlinde; disiplinsizlik yapan personele, hakkında iddia olunan hususlar, dosyanın disiplin kurulunda görüşülmesinden önce disiplin subayı tarafından hazırlanacak bir yazı ile bildirilir. B) Barış zamanında; Türk karasuları dışında bulunan gemilerde görev yapan erbaş ve erlere sadece buralarda bulundukları süre içinde işledikleri disiplinsizlikler nedeniyle, disiplin amirleri tarafından 27 nci maddede belirlenmiş olan esaslar çerçevesinde verilebilir. (1) Askeri öğrenciler hakkında, bu Kanuna aykırı olmayan özel kanunlarındaki hükümler saklıdır. (1) Kendilerine kanun, nizam ve emirlerle verilmiş görev ve sorumlulukları yerine getirmeyen veya uyulması zorunlu olan kurallara uymayan veya yasaklanan fiilleri yapan askeri öğrencilere durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre disiplin cezası verilir. (1) Aşağıda belirtilen durumlar disiplinsizliği alışkanlık hâline getirme olarak kabul edilir ve bu durumlarda sözleşmeli subay ve astsubaylar hariç subaylar ve astsubaylar hakkında ayırma cezası verilebilir. (3) Disiplin amirleri, uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam cezalarını gerektiren disiplinsizliklerinden dolayı personeline disiplin cezası vermeyebilir. (1) Disiplinsizliğin işlendiği tarihten geriye doğru; iki yıl içinde aynı disiplinsizlikten dolayı disiplin cezası alınmış olması veya bir yıl içinde aynı derece cezayı gerektiren başka disiplinsizliklerden dolayı iki defa ceza alınmış olması hâllerinde, Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası hariç, bir derece ağır ceza verilir.

Erişimin engellenmesi kararı, amacı gerçekleştirecek nitelikte görülürse belirli bir süreyle sınırlı olarak da verilebilir. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir. Sulh Ceza Hakimliği, kişilik haklarının ihlali nedeniyle başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Sulh ceza hakimliği, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir.

Bu çalışmada; özellikle sayılı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu, 6102 sayılı Ticaret Kanunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda yapılan önemli değişiklilerin belirtilmesi ve bazı sorunlu konuların ortaya koyulması amaçlanmıştır. Bu yazımızda; mevzuat, doktrin ve Yargıtay kararları doğrultusunda, ceza yargılamalarında bilirkişilerin, tarafların asli veya tali kusurlu olduklarına dair değerlendirme yapmalarının hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilecektir. Hükümlünün koşullu salıverilme tarihinden daha önce ceza infaz kurumu dışına çıkabilmesine imkan sağlayan denetimli serbestlik müessesesinin temel şartları, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu) m.105/A’da düzenlenmiştir. Ayrıca; İnfaz Kanunu Geçici m.6 ve Geçici m.10 hükümlerinde de, denetimli serbestlik süreleri ile ilgili geçici düzenlemelere yer verilmiştir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği m.77 ila 88’de, denetimli serbestlikle ilgili İnfaz Kanunu hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere ayrıntılı hükümler yer almaktadır. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar bakımından, sanığın hangi suçtan sorumluluğuna gidilmesi gerektiğinin tespiti için mağdurun yaşının belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu konuda; yalnız mağdurun gerçek yaşının tespitinin değil, Türk Ceza Kanunu’nun “Hata” başlıklı 30. Fıkrası uyarınca suçun maddi unsurunda hata halinin gündeme gelebilecek olması sebebiyle, mağdurun yaşının sanıklar tarafından kaç olarak bilindiğinin, anlaşıldığının veya algılandığının da önemi bulunmaktadır. Kripto alım satımındaki kötü amaçlı uygulamalardan zarar gören tüketiciler, tıpkı geleneksel ve çevrimiçi kumar, spor bahisleri ve benzerleri dahil olmak üzere tüm finansal olmayan tüketici faaliyetlerinde olduğu gibi eyalet dolandırıcılık ve tüketici koruma yasalarına başvurmaya devam edecektir.

Soruşturma ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir. Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir. Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dokuz üyeden oluşur. Üyeler, siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır.

Bu yazıda tartışma konumuz; tutuklu sanığın temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması halinde SEGBİS, yani uzaktan eşzamanlı sesli ve görüntülü yöntemle duruşmaya katılıp katılamayacağı, 2. Fıkrada öngörülen yasağın SEGBİS’i de kapsayıp kapsamadığı, bunun sanığın savunma hakkını zedeleyip zedelemeyeceği veya dürüst yargılanma hakkına aykırı olup olmayacağı değil, 299. Fıkrasında düzenlenen duruşmalı inceleme sınırlamasının tatbiki ile sınırlı olacaktır. Yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma zamanına ilişkin açıklamalara yer verilecek, ardından konu bazı suçlar özelinde değerlendirilecektir. Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesinin kovuşturma evresinde yapılması zorunlu olan ve sanık için, hem bir hak ve hem de bir yükümlülük niteliği taşıyan sorgunun, sanığın talebi üzerine SEGBİS vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağına ilişkmarspin up tr. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki mesele; “Türk Boğazları” olarak da tanımlanan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından hangi şartlarda ve ne zaman savaş veya ticaret gemilerine kapatılabileceğidir. Bu hukuki meseleye cevap bulunabilmesi için Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin incelenmesi gerekmektedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi; Türk Boğazlarından (İstanbul ve Çanakkale) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyerek, Türkiye Cumhuriyeti’ne İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren çok taraflı sözleşme olarak imzalanmıştır. Bu Uluslararası Sözleşme; 20 Temmuz 1936 tarihinde İsviçre’nin Montrö şehrinde imzalanmış olup, Sözleşmenin imzacısı olan Devletler, Türkiye Cumhuriyeti, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Japonya, Romanya, Yugoslavya, Birleşik Krallık ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmuştur. Türk Ceza Kanunu ve diğer bazı kanunlarda yeni düzenleme ve değişiklik yapılmasını öngören, Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları tarafından ortak şekilde hazırlanan Kanun Teklifi 16 Mart 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Kanun Teklifi incelendiğinde; ilk bakışta, Teklifin kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin düzenlemeler içerdiği görülmektedir. Maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçunun, TCK m.82/1’in (a) bendinde öngörülen nitelikli hallerinden birisi olan, öldürme fiilinin tasarlayarak işlenmesinden ne anlaşılması gerektiği, kusurluluğu etkileyen nedenlerden olan haksız tahrik hükümlerinin tasarlayarak öldürme suçunda uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilecektir.

Ceza Muhakemesi Kanunu m.174’de düzenlenen iddianamenin iadesi sebepleri, sınırlı sayıda düzenlenmiştir. CMK m.174’e göre; CMK m.170’e aykırı olarak düzenlenen, suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan, önödemeye, uzlaştırmaya ve seri muhakemeye tabi olup da, bu usuller işletilmeksizin, soruşturulması veya kovuşturulması izne veya talebe bağlı olan suçlarda, izin veya talep olmaksızın düzenlenen iddianame cumhuriyet başsavcılığına iade edilecektir. Uygulamada, gerek mahkemece incelenen iddianamenin ve gerekse de iade kararının taraflarla paylaşılmadığı, bu belgelerin savunmadan gizlendiği, CMK m.153/2’ye göre alınmış savunmaya karşı soruşturmanın gizliliği kararı var ise, bu kararın etkisinin CMK m.153/4 gereğince iddianamenin kabulü aşamasına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Çocuğun soybağını değiştirme” başlıklı 231. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca; “Bir çocuğun soybağını değiştiren veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. TCK m.67’de dava zamanaşımı süresinin durması ve kesilmesi sebepleri düzenlenmiştir. TCK m.67’de gösterilen sebepler gerçekleştiğinde, ya durma sebebi ortadan kalktıktan sonra dava zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder ya da en fazla dava zamanaşımı süresinin yarısı kadar olmak üzere kesilme sebebiyle tekrar başlayan zamanaşımı uzar.

Tutukluluğun incelenmesi başlıklı Ceza Muhakemesi Kanunu m.108/1’e göre “Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından … Maddeleri ile güvence altında bulunan ifade hürriyetinde prensip; ifade hürriyetinin kısıtlanması olmayıp, en geniş şekilde kullanılabilmesinin ve korunmasının sağlanmasıdır. İfade hürriyetine getirilen kısıtlamaların, Mukayeseli Hukukta iki ortak ve bir de ülkelere göre değişen sebepleri vardır. Ortak kısıtlama sebepleri; cebir, şiddet, tehdit ve terör faaliyetleri ile amaçlarını destekleyen açıklamalar ve hakaret ile iftira içerikli söz ve yazılarken, ülkelere göre değişkenlik gösteren veya bazı ülkelerde suç olarak kabul edilmeyen devletin ve milletin egemenlik alametleri ile organlarının saygınlığına karşı işlenen suçlardır. Devlet kuruluşlarının yapısı ve düzeni, bu kuruluşların yetkileri ve birbirleriyle olan ilişkileriyle karşılıklı durumları devlet ve kişilerin haklarıyla ödevleri, bu hukuksal yapının bütününü oluşturur” .